Sürdürülebilirlik Kişinin Kendisinde Başlar

Gezegenimizin nefes alması, uzun vadede insanlar için yaşanabilir bir habitat sunmaya devam edebilmesi için artık atılan her adımın sürdürülebilirlik prensiplerine uygun olması gerekiyor. Elbette endüstri devleri de üretim süreçlerinde bu prensiplere uyarak gezegenin üzerindeki yükü alma sorumluluğu taşıyor. Leisure olarak bizler sürdürülebilir tasarımlarımızla üzerimize düşeni yapmaya çalışırken, tüketicilerimizin de bireysel olarak sunabilecekleri katkıyı özetliyoruz…

“Ben tek başıma ne yapabilirim ki?” demeden yapılan her basit seçimin önemli olduğunu unutmamak gerekir. Öncelikle; sürdürülebilirliğe önem verdiği bilinen markalar seçilerek işe başlanabilir. Tüketicinin endüstriyi bu anlamda zorlaması yine tüketici seçimleriyle başlıyor. Evlerde de bireysel olarak yapılabilecek çok fazla şey var. Karbon ayak izinin azaltıldığı bir yaşam tarzı yaratmak sanıldığı kadar zor değil…

Üretilen atığın mümkün olduğunca azaltılması en çok bilinen ve en basit adımlardan biri. Bu yüzden öncelikle tek kullanımlık ürünleri satın almayı bırakmak doğru bir seçim olacaktır. Karton kahve bardakları yerine termos fincan kullanmak, plastik şişeli ürünleri tercih etmeyip, plastik pipetleri çelik ya da cam pipetlerle değiştirmek gibi aksiyonlar sürdürülebilirliğe zannedildiğinden daha büyük bir katkı sağlıyor. Organik atıkların çöp sahasında parçalandığında karbondioksitten 80 kat güçlü olan metan gazı ortaya çıktığı ispatlanmış bir gerçek. Bu nedenle de; markete giderken bir bez torba almak ve evden çıkan gıda atıklarını azaltmak da mikro gibi gözükse de çevreye önemli bir katkı sunuyor.

Gıda israfını azaltmanın en basit yollarından biri de doğru alışveriş yapmaktır. Bir alışveriş listesi yapıp, markette bu listenin dışına çıkmamak zannedilenden daha etkili bir yöntem. Mevsiminde üretilen yiyecekleri satın almak ve diğerleri için daha fazla su ve enerji harcandığını hatırlamak bir başka önemli nokta. Yiyecek artıklarını mümkün olduğunca değerlendirmek; narenciye kabuklarından ev temizleyicisi yapmak gibi uygulamalar az da olsa kullanılan yöntemler arasında sayılıyor. Artan yemekleri kaplara koyup daha sonra çözmek üzere dondurmak gibi çözümler de pek çok kişinin tercih ettiği bir uygulama.

Şehir hayatında uygulaması zor ve ileri bir seviye gibi gözüken, “kişilerin kendi yiyeceklerini yetiştirebilmesi” yöntemine başvuranların sayısı da az değil. Balkonlara konteyner ile taşınan bir miktar toprak, arka bahçede ayrılacak küçük bir alan size çok şey sunabilir. Bu anlamda birçok belediye de bu konuda imkanlar da sunmaya başladı. Kendi ürünlerinizi yetiştirmek, karbon ayak izinizi önemli ölçüde azaltmanın yanı sıra sürdürülebilirliğe de katkıda bulunuyor.

2050 yılına kadar okyanuslarda balıktan çok plastik olacağı öngörülüyor. Üretilen plastiğin yüzde 40’ının ambalaj olarak kullanıldığı da hesaba katılırsa; ambalaj atıklarını azaltmak için plastik içermeyen ambalajlı ürünler tercih edilebilir. Marketlerde artık meyve ve sebzeler de plastik ambalajda satıldığı için pazardan bez torbalarla yapacağınız alışveriş sürdürülebilirliğe büyük katkı sağlayacaktır.

Geri dönüşümün önemi yadsınsa da bireysel olarak sürdürülebilirliğe katkı sunulacak en önemli alanlardan biri geri dönüşüm. Geri dönüşüm, atık depolama alanlarına gönderilen atık miktarını azaltmanın ötesinde kirliliği önlüyor, enerji tasarrufu sağlıyor ve değerli kaynakların korunmasına yardımcı oluyor. Günümüzde birçok site ve mahallede geri dönüşüm kutuları yer alıyor. Ancak öğelerin gerçekten geri dönüştürülüp dönüştürülemeyeceklerini kontrol etmeden geri dönüşüm kutusuna atmak, yarardan çok zarar verebilir. Kâğıt kahve fincanları, yağ lekeli pizza kutuları gibi dönüştürülemeyen malzemeleri bu kutulara attığınızda, sistem kirleniyor. Kutudaki diğer malzemeler de geri dönüştürülebilir özelliklerini yitiriyor. Üzerinde geri dönüşüm işaretini görmediğiniz ürünleri bu kutulara atmamak en doğrusu.

Et tüketimini azaltmak da gezegenin kendine gelmesine şaşırtıcı bir biçimde katkı sağlayan etmenlerden biri. Dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az yüzde 15'inin kaynağı hayvan yetiştiriciliği. Bu oran, hava ve kara trafiğinin yol açtığı emisyondan çok daha yüksek. Hayvanların sindirimi atmosferde metan gazı salımına neden olurken, gübre üretimi karbondioksit yayıyor. Bitki bazlı gıdalar tüketmek hayvan yetiştiriciliğinin azalmasına neden olacaktır. Ayrıca daha sağlıklı bir yaşam tarzı için bitkisel beslenme şart! Bu noktada ilk adım et ürünlerinin tüketimini azaltmak olabilir.

Tüketimin azalması sürdürülebilirlik konusunda büyük önem taşıyor. Satın almadan önce “Bu eşyaya gerçekten ihtiyacım var mı, yoksa onu sadece parlak ve yeni olduğu için mi istiyorum?” diye sormak önemli. Tüketimi ve israfı azaltmak, sürdürülebilirliği ve etik davranışı destekleyen markalardan alışveriş yapmak, uzun ömürlü parçalara yatırım yapmak ve ikinci el alışverişe yönelmek yaşadığımız gezegen için yapılabilecek en büyük iyiliklerden birkaçı. Bu noktada ‘evladiyelik’ demenin yanlış olmayacağı Leisure ürünleri yıllarca kullanılabilir şekilde tasarlandı. Su tüketimini azaltmak da - yalnızca duşta harcanan zamanı bir dakika kısaltarak önemli miktarda su tasarrufu sağlanabilirönemli bir etmen.

Evde enerji kullanımını azaltmak da yalnızca elektrik faturasını düşürmüyor, aynı zamanda çevreye de fayda sağlıyor. Eski cihazları enerji tasarruflu modellerle değiştirmek hayata geçirilebilecek en basit uygulamalardan biri. Kullanmadığınız zamanlarda cihazlarınızın fişini çekmek, ampulleri enerji tasarruflu LED'lerle değiştirmek ya da giysileri soğuk suyla yıkamak gibi basit gözüken yöntemler sürdürülebilirliğe önemli katkı sağlıyor.

Tüm ürün geliştirme süreçlerinde sürdürülebilirlik konusuna odaklanan Leisure olarak biz de çevreye en az zararlı, uzun vadeli ve eldeki kaynakları en efektif şekilde kullanan çözümler arıyoruz. Leisure olarak evinizde kullandığınız tüm ürünleri ‘sürdürülebilir tasarım’ felsefemize uygun bir hale getirerek tüketicimizin beğenisine sunuyoruz.